Category Archive : EMDR

Obsesyon, istemeden akla gelen, rahatsız edici, kişinin iradesiyle zihninden uzaklaştıramadığı, inatçı, tekrar eden düşünceler, davranışlar veya imgelerdir.

Kompulsiyon ise, obsesif düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmak ve korkulan sonuçların oluşmasını engellemek için yapılan davranışlar veya zihinsel eylemlerdir.

Başlıca obsesyonlar bulaşma, dini-cinsel içerikli düşünceler, kendine veya başkasına zarar verme ile ilgili düşünceler, simetri-sayma-sıralama obsesyonları ve biriktirme-istifleme obsesyonlarıdır. Örneğin, bulaşma takıntısı olanlar başkalarıyla tokalaşmaktan, oturulan bir yere oturmaktan rahatsızlık duyarlar, çünkü kendilerine bulaşacağı veya kirlenecekleri korkusu yaşarlar. Simetri ile ilgili obsesyonu olanlar, duvarda düz durmayan bir tablodan fazlaca rahatsız olurlar. Dini obsesyonları olanlar, inançsızlık ve cezalandırılma korkusu yaşarlar. Acaba Tanrı’ya küfür mü ettim? Sorguladığım için günahkâr mıyım? gibi takıntılı düşüncelere sahip olurlar.

Kompulsiyonlar ise evden çıkmadan önce ütünün fişini çekip çekmediğini defalarca kontrol etmek hatta yoldan dönmek, kapıyı kilitleyip çıktığı halde tekrar dönüp dönüp kontrol etmek, yeterince temizlenmediği düşüncesiyle saatlerce banyoda kalmak, duvarda yamuk duran tabloyu kalkıp defalarca düzeltmek, dışarıda bulduğu eşyaları eve getirerek biriktirmek gibi eyleme dökülen yineleyici davranışlardır.

Peki tüm bunların OKB’mi yoksa günlük davranışlar mı olup olmadığını nasıl ayırt edebiliriz?

Çoğu kişinin bazı alışkanlık ve ritüelleri vardır. Mesela tedbirli olmak için yaptığımız bazı kontroller vardır. Gece yatmadan kapıyı kilitleyip kilitlemediğimize bakmak, çayın altını kapadık mı diye evden çıkarken kontrol etmek gibi. Bunlar normal davranışlardır, ama kapıyı kilitleyip yatıp sonrasında tekrar tekrar kalkıp kontrol etmek normal değildir. Yani bu düşünceler ve davranışlar, zihnimizi devamlı meşgul etmiyor, yaygın bir endişeye sebep olmuyor ve günlük akışımızı etkilemiyorsa bunların obsesif kompulsif bozukluk olduğunu söyleyemeyiz.

OKB ve EMDR Terapisi

Emdr terapisine göre ruhsal bozuklukların temelinde geçmişte yaşamış olduğumuz travmatik anılar ve olumsuz yaşam deneyimleri vardır. Emdr’ye göre zihnimizde uygun olmayan şekilde depolanan anıların kişide gelecek yıllarda işlevsel olmayan düşünce ve davranışlara neden olduğu kabul edilir. Obsesyonlar ve kompulsiyonlar da geçmişte yaşanmış ve işlenmemiş travmatik anıların dışa vurumudur. Emdr terapisi ile bu travmatik anılar ele alınarak tüm işlevsel olmayan travma bileşenleri işlevsel olanlar ile yer değiştirir. Bu şekilde obsesyon ve kompulsiyonlar ile bağlantılı olan anılar da çalışılarak, OKB ile ilgili semptomların azalması sağlanır. Emdr terapisinin obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde diğer terapi yöntemlerine göre daha kısa süre sürdüğü ve daha etkili olduğuna dair araştırmalar bulunduğu söylenmektedir.

Klinik Psikolog Sezen Sağlam

Vajinismusu genel olarak, hiçbir fiziksel engel olmamasına rağmen kadının korku, kaygı ve endişelerinden dolayı cinsel ilişkiye izin vermemesi olarak tanımlıyoruz. Vajinismusta başta vajina etrafındaki kaslarla birlikte tüm vücutta kasılma, endişe, korku, tiksinme ve panik hali olur; hasta bacaklarını açılmasını engelleyecek şekilde sıkıca kapatır ve elleriyle eşini iterek cinsel ilişkiye izin vermez.

Vajinismus erken çocukluk döneminde ve yetişkinlikte yaşanmış travmalar, cinsel istismar, taciz veya tecavüz gibi olaylar sonucu gelişebileceği gibi, kişinin cinsellikle ilgili yanlış ve olumsuz inançlarından kaynaklanabilir. Hamilelik korkusu, daha öncesinde acılı ve ağrılı bir birleşme yaşanmış olması, yetersiz cinsel eğitim, ev yaşantısında katı ve dengesiz dini öğretilerin olması, evde şiddet yaşantısı, aileye ilişkin korkular, bağlanma korkusu, taciz eden bir partnerin olması, güven eksikliği vb. nedenleri vardır.

Vajinismusun tedavisinde herhangi bir ilaç kullanımına gerek yoktur. Bunun yanı sıra tıbbi bir müdahaleye de gerek yoktur. Vajinismus konunun uzmanı bir cinsel terapist ile birlikte uygun psikoterapi yöntemleri kullanılarak ortadan kaldırılabilir.

Bir psikoterapi yöntemi olan EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) travma sonrası ortaya çıkan stres bozukluğunun ve bir çok ruhsal bozukluğun giderilmesinde etkili olan bir terapi yöntemdir. Cinsel terapistler, cinsel işlev bozukluklarını başarılı bir şekilde tedavi etmek için farklı teknikler kullanırlar. EMDR ‘de vajinismusun tedavisinde kullanılan etkili ve kısa süreli bir terapi yöntemidir. EMDR nedir? http://www.sezensalihoglu.com/calisma-alanlarim/emdr-nedir/

Çocukluk çağında cinsel travmaya maruz kalmış erişkin kadınlarda EMDR terapisinin travmaya bağlı semptomlarda azalma veya iyileşme sağladığı bildirilmiştir. (Edmond ve ark.1999, Edmond ve Rubin 2004).

EMDR ile vajinismusa sebebiyet veren olumsuz cinsel deneyimler veya travmalar, mevcut işleyiş içindeki tetikleyiciler, uyaranlar ve durumlar hedeflenerek, beklenti ve korkular ele alınır ve gelecekte pozitif bir cinsel yaşantı için çalışılır. Beynin belirli bir bölümünde asılı kalan travmatik yaşantılar EMDR ile duyarsızlaştırılarak, olumsuz etkileri yok edilir. Örneğin, mastürbasyon yaparken yakalanan ve azarlanan bir kız, yetişkin yaşamında çok büyük bir utanç duygusu yaşayabilir. Küçük bir “t”(travma) olarak değerlendirilebilecek bu içsel utanç, daha sonra yetişkinlikte kişinin cinsel işlevini etkileyebilir.  EMDR, istemsiz yanıtı duyarsızlaştırmak ve çocukluk çağı travmasına ilişkin olumsuz bilişi yeniden işlemesine yardımcı olmak için kullanılabilir. Negatif biliş yeniden işlendikten sonra, pozitif biliş kurulabilir. Vajinismusun oluşmasına sebep her ne olursa olsun EMDR ile çalışılması ve ortadan kaldırılması mümkündür.

Yapılan araştırmalarda belirtildiği gibi EMDR terapi yöntemi ile vajinismusun 3 seans gibi kısa bir sürede çözümlendiği söylenebilir. EMDR ile vajinismusun ortaya çıkmasına sebebiyet veren travmatik yaşantılar ve olumsuz inançlar çalışıldığında vajinismusta otomatik olarak ortadan kalkmaktadır.

EMDR Nedir?

EMDR, Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugüne kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlamıştır.

EMDR Nasıl Geliştirildi?

EMDR’nin gelişimi 1987 senesinde, Dr. Francine Shapiro’nun göz hareketlerinin rahatsız edici düşüncelerin şiddetini azaltabildiğini tesadüfen keşfetmesiyle başladı. Dr. Shapiro bu etkiyi travmaya maruz kalmış kişiler üzerinde bilimsel olarak inceledi ve tedavide sağlanan başarıyı gösteren çalışmasını yayınladı (Journal of Traumatic Stress, 1989).

O tarihten itibaren EMDR, tüm dünyadan terapistlerin ve araştırmacıların katkılarıyla hızla gelişti. Günümüzde EMDR, birçok farklı terapi ekollerinden ögeleri içeren, farklı tanı almış durumlara özel standartlaştırılmış protokolleri bulunan, bütüncül bir terapi yöntemidir.

EMDR Nasıl İşliyor?

EMDR teorisinin altyapısını oluşturan Adaptif Bilgi İşleme Modeline göre beyin, fizyolojik temelli bir sistemle, her yeni deneyim aracılığı ile kendisine ulaşan bilgiyi işler ve işlevsel hale getirir. Duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir. Böylece o deneyimle ilgili öğrenme gerçekleşir. Edindiğimiz bilgiler gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yönlendirmek üzere depolanmış olur.

Bu sistem normal çalıştığında ruh sağlığını ve insan gelişimini öğrenme yoluyla desteklediği için adaptif, uyumlu bir mekanizma olarak kabul edilir.

Travmatik veya çok fazla rahatsız eden olaylar yaşandığında bu sistem bozuluyor gibi gözükmektedir. Yeni bilgi işlenip mevcut anı ağına entegre olmaz. Deneyimi anlamlandırabilmek için anı ağlarındaki işlevsel bilgilerle bağlantı kurulamaz ve akıl sağlığına uygun sonuçlar çıkarılamaz. Sonuç olarak öğrenme gerçekleşmez. Duygular, düşünceler, imgeler, sesler, beden duyumları yaşandığı haliyle depolanır. Bu nedenle bugün yaşanan bazı durumlar bu izole kalmış anıları tetiklerse, kişi o anının bir kısmını ya da bütününü yeniden yaşar gibi etkilenir.

EMDR’ye göre rahatsızlıkların, olumsuz duygu, düşünce, davranış ve kişilik özelliklerinin arkasında uyum bozucu, işlev bozucu, işlenmeden ve izole bir şekilde depolanmış bu tür anılar yatar. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançları (örn: Ben aptalım), olumsuz duygusal tepkileri (başaramamaktan korkma) ve olumsuz somatik tepkileri (sınavdan önceki gece karın ağrısı) problemin kendisi değil, semptomları, bugünkü dışavurumlarıdır. Bu olumsuz inanç ve duygulara yol açan işlenmemiş anılar şimdiki zamandaki olaylar tarafından tetiklenmektedir.

Doğal afetler, büyük kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı; günlük hayatta aile, okul, iş çevresinde yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmalar, aşağılanmalar, reddedilmeler, ihmal ve başarısızlıklar işlenememiş anılar arasında yer alabilirler.

EMDR, bu tür izole anıların işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Beynin zamanında yapamadığı işlemi yapmasını sağlar. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması mümkün olur. Danışan artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir perspektiften görür.

EMDR terapisi ile sadece semptomlar ortadan kalkmaz. Yeni bakış açısının kazandırdığı pozitif inançlar ve olumlu duygular kişinin kendisine, ilişkilerine, dünyaya bakışını da olumlu yönde değiştirip kişisel gelişim sağlar.

EMDR Terapisi Nasıl Uygulanır?

EMDR terapisinde 8 aşamalı, üç yönlü (geçmiş, şimdi, gelecek) bir protokol uygulanır. Hedef, geçmişte yaşanan anıların yeniden işlenerek duyarsızlaşmanın sağlanması, bugünkü semptomların tedavisi, danışanın gelecekte karşılaşacağı benzer sorunlar karşısında, kazandığı olumlu inanç ve duyguların geliştirdiği yeni bakış açısının yönlendirdiği davranışları gösterebilmesidir.

EMDR Protokolü

Danışan Geçmişi: Semptomlar ve sorunların kaynağı olan anılar ve gelecekle ilgili hedefler belirlenir ve tedavi planı oluşturulur.

Hazırlık: Danışan EMDR hakkında bilgilendirilir, işlemlemeye hazır hale getirilir.

Değerlendirme: Terapist, danışanın hedef anıyı temsil eden resmi, bu resimle ilgili bugünkü negatif inancını ve duygularını, bedenindeki hislerini ve yerini ve arzuladığı pozitif inancını belirlemesine yardımcı olur.

Duyarsızlaştırma: Bu aşamaya danışanın anıyı temsil etmek üzere seçtiği resme odaklanması, negatif inancını düşünmesi, negatif duygularını yaşaması ve tüm bunların bedeninde yarattığı değişimi hissetmesi ile başlanır. Ardından danışan zihnini serbest bırakır. İçeriğini veya nereye doğru gittiğini kontrol etmeden zihninden geçen her şeyin farkına varır.

Danışan işlemleme sırasında terapistin iki yöne hareket ettirdiği parmağını gözleriyle takip eder. Danışanının zihninden geçenlere ve göz hareketlerine aynı anda dikkatini vermesinin, beynin sağ ve sol yarımküresini ilişkiye geçirdiği düşünülmektedir.

Beyin, yaşantılardan gelen bilgiyi REM uykusu (Hızlı Göz Hareketli Uyku) sırasında işler. EMDR’de uygulanan çift yönlü göz hareketlerinin benzer bir fizyolojik etkiyi, uyanıkken sağlayabildiği öngörülmektedir. Aynı zamanda, çift yönlü işitsel uyarım, çift yönlü dokunma gibi farklı uyarımlardan da yararlanılmaktadır.

Terapist her setten sonra, danışana zihninden geçenleri sorar, işlemlemeyi kontrol eder ve tüm süreçte danışana rehberlik eder. Anı ve danışanın kendisi ile ilgili pozitif düşünce ve inançları (örn: Elimden gelen her şeyi yaptım) arasında bağlantı kuruluncaya ve anı daha az rahatsızlık verir hale gelinceye kadar işleme sürdürülür.

Yerleştirme: Danışanın pozitif inancını pekiştirmek amacıyla setler uygulanır.

Beden Tarama: Danışanın bedenini taraması ve rahatsızlık veren bir duyum varsa işlenmesi sağlanır.

Kapanış: Terapist danışana geribildirimde bulunur, gerektiğinde rahatlatacak bazı teknikleri uygular, seanstan sonra neler olabileceğini anlatır. Psikolojik tepkileri hakkında kısa notlar almasını ister.

 

Yeniden Değerlendirme: Bir önceki seansın değerlendirilmesi yapılır. Terapist önceki seansta ulaşılmış pozitif sonuçların yerleşip yerleşmediğini kontrol eder. Ayrıca danışandan gelen yeni verileri değerlendirir. Bu değerlendirmeler sonucunda işlemleme süreci devam eder veya diğer anılarla çalışılmaya başlanır.

İşlenmemiş, geçmiş ve yakın zaman anı veya anıların işlenmesi tamamlandığında bugünkü rahatsızlık veren semptomlar da büyük ölçüde kaybolur. Yine de her bir semptom tekrar taranır ve gerekirse işlenir. Böylece protokolün Geçmiş ve Bugün aşamaları tamamlanır ve Gelecek aşamasına gelinir.

Terapist danışandan daha önce belirlenmiş, işlevsel olmayan tepkileri harekete geçiren her bir güncel tetikleyici durum için arzu ettiği davranışları belirtmesini ister. Terapist ve danışan beraber arzu edilen davranışların sergilendiği senaryolar hazırlar. Danışan bu senaryoları adım adım hayalinde yaşar ve rahatsızlık veren noktalarla karşılaşılırsa işlenir. Gerekirse danışana yeni bilgi ve beceriler kazandırılır. Böylece danışanlar daha önce sorun yaşadıkları durumlarla baş etmeye hazır hale gelirler.

EMDR Ne Kadar Sürer?

EMDR terapi literatüründe ‘kısa süreli terapiler’ grubunda yer alır. EMDR tedavisinin ne kadar süreceği sorunun tipi, danışanın bugünkü yaşam koşulları, önceki travmaların sayısı ve etkisi ile bağlantılıdır. Her kişinin bilgileri kendi değerleri ve deneyimleri doğrultusunda kendine has bir biçimde işlemesi de süreyi etkiler.

EMDR’nin Etkinliği Kanıtlandı mı?

Sayıları 20’ye yakın kontrollü araştırma sonucunda EMDR’nin danışanların çoğunluğunun travma sonrası stres semptomlarını etkili bir biçimde azalttığı veya yok ettiği, genellikle psikolojik sorunları ile bağlantılı olan semptomlarda da (endişe gibi) azalma sağladığı görülmüştür. EMDR birçok uluslararası sağlık ve devlet kurumu tarafından da etkili bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:

Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO, World Health Organization)

Amerikan Psikiyatri Birliği (American Psychiatric Association)

Uluslararası Travmatik Stres Çalışmaları Birliği (International Society for Traumatic Stress Studies)

Amerika Savaş Gazileri Bakanlığı (U.S. Department of Veterans Affairs)

Amerika Savunma Bakanlığı (U. S. Department of Defense)

Birleşik Krallık Sağlık Bakanlığı (United Kingdom Department of Health)

Ulusal İsrail Akıl Sağlığı Kurulu (Israeli National Council for Mental Health)

 

 Daha fazla bilgi aşağıdaki web sitelerinde bulunabilir:

EMDR International Association: www.emdria.org

EMDR Europe: www.emdr-europe.org

EMDR Institute: www.emdr.com

EMDR Türkiye: www.emdr-tr.org

 

KAYNAKLAR:

1-Shapiro, F., Eye Movement Desensitization and Reprocessing: Basic Principles, Protocols and Procedures, 2nd Edition, Guilford Press, Newyork, 2001.

2-Shapiro, F. , EMDR Terapisi Teknikleri ile Acı Anıları Silmek, Kuraldışı Yayıncılık, İstanbul, 2012.

3-Royle, L. , Kerr, C. , Integrating EMDR into your Practice, Springer Publishing Company, Newyork, 2010.

4-Parnell, L. , EMDR in the Treatment of Adults Abused as Children, W.W. Norton & Company, Newyork, 1999.

5-Kavakçı, Ö. , Ruhsal Travma Tedavisi için EMDR, HYB Basım Yayın, Ankara, 2012.

6-EMDR Treatment and Training Manual / Level 1, EMDR Institute.Inc,2002 (Türkçe’si yayımlanmamış metin,DBE).

7-EMDR Treatment and Training Manual / Level 2, EMDR Institute.Inc, 2002 (Türkçe’si yayımlanmamış metin, DBE).

8-Facilitator Guidelines, Policies and Training Handbook, EMDR Institute.Inc, 2002 (Türkçe’si yayımlanmamış metin, DBE).

9-EMDR as an Integrative Psychotherapy Approach, Edited by Shapiro F., American Psychological Association, Washington, DC, 2002.

10-Grand, D., Işık Hızında Duygusal İyileşme – EMDR, Kuraldışı Yayıncılık, İstanbul, 2005.

11-Professional Brosure; EMDRIA (EMDR International Association) Press, 2005.

12-Ören, E., Solomon, R. , EMDR Therapy: An overview of ist Development and Mechanisms of Action, Ç: Önder Kavakçı, EMDR Türkiye E-Bülteni, Sayı 2, Ocak 2013.

 

Not: Yazı EMDR Derneğinden alınmıştır. (http://www.emdr-tr.org)